Günübirlik Lezzet Turu – Gaziantep
Büyük gün. Lezzet turu için Gaziantep yoluna düşüyoruz. Uzun süredir ailecek istediğimiz ama bir türlü fırsat bulamadığımız seyahat günü geldi çattı. Aslında bir gece önce karar verdik ama geçmişi uzun yıllara dayanıyor. Sabah 4 ve erkenden yola koyulmamız lazım. kapıya çağırdığımız taksiye havalimanına gideceğimizi söyleyip uykuyla uyanıklık arasında başlıyor yolculuğumuz. İstikamet gastronomi merkezi Gaziantep. Erken çıkmamızın nedeni zaten günübirlik gidiyorsak olabildiğince fazla vakit geçirelim, gezelim, yiyelim, içelim. Havalimanına vardığımızda sıkıntısız şekilde check-in yapıp 108 nolu kapıdan Gaziantep uçağına biniyoruz.
Havayolu biletleri ucuzladığından beri yeni bir trend oluştu. Haftasonu Avrupa şehirlerine mini geziler planlayanlar ve günübirlik yurtiçi lezzet turuna çıkanlar. Kendimden biliyorum bu kesim çok da azımsanmayacak kadar gezen, seyahat ve konaklama sektörü tarafından daha yeni yeni özel ilgi görmeye başlayan bir kesim. Skylife dergisi için çalışma yaptığımız dönemde de en çok bu kesime hitap edecek içerikler hazırlanması için çok çalışmışlığım vardır. Keza Türk Hava Yolları sosyal medya kanallarında ilham vermesi adına postlar çıkmışlığımız.
Yurtiçi günübirlik lezzet turlarının en önemli durağı gastronomi şehri Gaziantep’tir. Katmer ve Beyran Çorbası ile başladığınız güne küşleme, çeşitli kebaplar ve fırın yemekleri ile devam edebilir boş bulduğunuz arada baklavanın türlü çeşitleri ile devam edebilirsiniz. Kahve ve çay için de çok özel mekanlar vardır. Yemeğe vakit kalmaz ama dönüşte Antep fıstığını da yanınıza almayı ihmal etmezsiniz.
Böyle bir şehre günübirlik gidiyorsan sabah uçağa bindiğinde yol arkadaşlarını iyi tanıyacaksınız. En az yarısı ile kahvaltı yaptığın mekanda veya öğle yemeğini yerken karşılaşırsınız. En kötü Zeugma Müzesinde denk gelirsiniz. Olmadı akşam dönüş uçağında gördüğünüzde gün boyu karşılaştığınız yabancıların sizin gibi günübirlik lezzet turu yolcusu olduğunu anlarsınız.
Tatlı Kahvaltı İle Güne Başlıyoruz
Uçak gecikmesiz bir şekilde havalimanına indiğinde doğruca şehir merkezine gitmek için yola çıktık. Ben Havaş’ı tercih ettim. Antep çevresinde dolaşmayı planlıyorsanız araç kiralamayı da tercih edebilirsiniz. Ancak sadece şehir içinde gezip döneceğim derseniz Havaş güzergahı gayet iş görüyor. Kahvaltı için ilk durağımız Katmerci Zekeriya Usta. Katmer pastane ürünü değil Zekeriya Usta kültürüdür diyor. Sokakta pek çok mekana genişlemiş. Kalabalık ama hızlı ve güler yüzlü hizmet ile katmer ve sütümüzü alıp güzel bir tatlı kahvaltı yapıyoruz. Beyran Çorbası da tercih edilebilir ama ben tatlı seven birim olduğum için Katmer önceliğimiz. Zekeriya Usta’dan lezzet ve hizmetten memnun olarak ayrılıyoruz.
Bir Fincanda İki Dünya
Kahveci Seddar Bey’i duymadıysanız şöyle tarif edeyim. Bir kahve illüzyonisti. Aynı fincanda iki farklı kahveyi pişirip tam ortadan ayrı duracak şekilde servis ediyor ve kahvenizi bitirene kadar kahveler birbirine karışmıyor. Fincanın iki tarafından da içmeniz gereken kahveyi ilk defa içiyor olsanız da defalarca içmiş olsanız da ilgi çekici. Nasıl mı yapıyor? İnanın kimsenin bilmediği sır. Bilen varsa ve bu yazıyı okuyorsa benimle paylaşabilirse sevinirim. Kahvemizi de yudumladıktan sonra Gaziantep Kalesi ve çevresini dolaşabiliriz.
Kale, Ustalar ve Bakırcılar Çarşısı
Kahvemizi yudumladıktan sonra artık rahatlıkla gezebiliriz. Tarihi evlerin olduğu sokaklardan, hanları ve yerel ürünler satan esnafı geçerek Gaziantep Kalesi çevresine geliyoruz. Kaleye girip çok fazla vakit kaybetmek istemediğimiz için çevresindeki oyma ve kakma ustalarının tıkırtıları eşliğinde şenlenen sokaklardan yürüyerek Bakırcılar Çarşısı’na kadar geliyoruz. Sahanda yumurta için özel üretilmiş bakır sahanlarda közde kahve için elle işlenmiş cezvelere, az önce kalenin dibinde gördüğümüz 3 kişinin aynı anda işleyerek sanat eseri haline getirdiği kocaman tepsilere kadar herşey var. Lezzetli yemekleri mutfağınızda pişirmek için hangi malzemeye ihtiyacınız varsa buradan alabilirsiniz. Rengarenk yemenileri elleri ile diken ustalardan ayağınıza göre bir yemeni de alabilirsiniz, arada bulduğunuz bir kebapçı ya da baklavacıya dalıp hemen kısa bir lezzet tadımı yapabilirsiniz.
Acıktık Mı Ne? İmam Çağdaş Nerede?
Unutmayın Gaziantep’e yemek yemeye gittik. Her gittiğimiz yerde az az tüm lezzetlerden tadıyoruz ama asla tıka basa doymuyoruz. Yoksa nasıl farklı lezzetler tadabiliriz. Bakırcılar Çarşısı, Antep Kalesi derken birazcık acıktıysak tadımlık olarak İmam Çağdaş’a gidebiliriz. Gaziantep’e gidip İmam Çağdaş’a uğramayanlara darılıyormuş derler. İçeri girdiğinizde Türkiye’ni n her yerine gönderilmek üzere paketlenmiş baklava tepsileri ile karşılaşıyorsunuz. Lezzet turizminin en önemli duraklarından sayılır burası. Çok kalabalık değil. Hemen bir yer bulup lahmacun ve Ali Nazik kebabımızı söylüyoruz. Burasının Ali Nazik kebabı bir başka. İstanbul’da bulamayacağınız gibi Antep’te de benzerini zor bulursunuz. Gavurdağı salatasında malzemeler çok güzel olmasına rağmen yöresel zeytinyağının kokusu bana farklı geldi. Sizin hoşunuza gidebilir. Ben Edremit tarafının zeytin yağını yoğunlukla kullandığım için başka yörelerden gelen zeytinyağları bazen damakta farklı bir tat bırakabiliyor.
Zeugma Müzesi ve Kebapçı Halil Usta
Gaziantep’e gidiyorsanız Zeugma Müzesini ve Çingene Kız mozaik portresini (Büyük İskender olduğunu söyleyenler de var) mutlaka görün derim. Zeugma antik şehrindeki yerleşim alanlarında kazılarda çıkarılan mozaikler burada sergileniyor. Dünyanın 2. Büyük mozaik müzesi burası. Kazılarda bulunan villaların salonlarının tabanına döşenmiş mozaik tasarımları görünce insan, bu çağda elimizde o kadar teknoloji varken biz neden bu kadar estetik yaşam alanları oluşturamıyoruz diye düşünmeden edemiyor. Müze Kart’ınız varsa yanınıza almalısınız. Giriş çok da pahalı değil. Ama Londra’da olduğu gibi bu tarz müzelerin herkes için ücretsiz erişilebilen alanlar olmasını isterdim. Kimsenin görmemek için mazereti kalmasın. Zeugma Müzesini gezerken biraz acıktıysanız hemen 3-4 sokak ileride Kebapçı Halil Usta var. Yıllar önce buraya geldiğimde çok memnun kalmıştım. Hem servisi hem etleri mükemmel diyor çevremdekileri yönlendiriyordum. Günübirlik Gaziantep turlarının da vazgeçilmes durağıdır Halil Usta. Ama bu sefer yaşadığım deneyimden sonra bir daha kolay kolay gelmem. Aşırı ilgiyi kaldıramamış, altında ezilmiş. Mekan tıka basa dolu ama servis elemanlarının yetersiz ve durumu idare edemeyişi yemek yerken (eğer 30-40 dk geldiyse şanslısınız) masalarda yükselen öfke alevlerini de görebilmenizi sağlıyor. Aceleden olsa gerek hem küşleme hem de kıymanın tadı yoktu. Başarının asıl sırrı belli ölçüde standardını koruyabilmekse Halil Usta bunu başaramamış.
Baklavanın Kralı Koçak
Baklava konusunda en iyi kim derseniz herkese göre cevap farklılaşabilir. Ama bugüne kadar Koçak Baklavayı yerinde yiyen birinin başka adayı olabileceğini düşünmüyorum. Koçak baklavaya ne zaman gitsem kendimi tutamayıp tüm çeşitlerden yemek istiyorum. Ama favorilerim ekstra şöbiyet ve havuç dilimi. Dönüşlerde aldığım baklavaları evde kahvaltıda yemişliğim var. Kullanılan malzemenin kalitesinden olsa gerek hiçbir rahatsızlık vermiyor. Her seferinde aynı ilgi ve güleryüzle buluyorum çalışanlarını. Yoğun ilgiyi de gayet iyi şekilde koordine edebiliyorlar. Halil Usta’nın üzerimizde bıraktığı negatif enerjiyi burada unutuyoruz.
Baklavamızı da yedimize göre akşam uçağı içn yavaş yavaş havalimanına geçmemiz lazım. Ancak insan bir öğün daha olsa farklı lezzetleri de tatsak diye düşünmeden edemiyor. Beyran içemedik mesela. Veya Gaziantep’in en güzel lezzetlerinden olan patlıcanlı fırın kebabına bir türlü sıra gelmiyor. Akşam uçak kalktığında günün lezzetlerini damağımızda hissetmeye devam ediyoruz. Uçakta yan koltuğumda oturan Gaziantep’li yatırım danışmanından bölgesel yemekler hakkında püf noktaları da alıyorum. Güzel bir günün ardında hava trafiğinin bizi biraz gezdirmesi sonrasında havalimanına iniyoruz. Sabah uyandığımızda klasik kahvaltı yavan gelmeye başlıyor. Gözler tatlı katmeri arıyor. Allahtan numunelik aldığımız Koçak Baklava kutusuna ilişiyor gözüm.