İlkokul yıllarından beri Asya’ya ayrı bir ilgi duyuyorum. Çin Seddi ve yapılış hikayesinden mi yoksa atalarımızın Orta Asya’dan gelmiş olmasından mı kaynaklanıyor bilmiyorum. Nedense seneler geçip büyüdükçe Asya gündemimizden düştü. Ta ki üniversitede Asya ekonomisi üzerine dersler okurken Japonca öğrenmeye başlamamla ilgi radarıma tekrar girdi diyebiliriz. Hem nüfus olarak hem de son yıllarda ekonomik olarak ağırlığını iyiden hissettiren Asya’da birbirine çok yakın olsa da hemen her ülkede kültürler tamamen değişiyor. Bunu da yıllar sonra Asya ülkelerini gezmeye başlayınca öğrendim. Kuala Lumpur’da Asya’da ikinci kez gittiğimde bir kez daha bu tespiti teyit etmiş oldum.
3 yıl önce Singapur ve Malezya seferi ile Asya’nın farklı iki kültürünü görme imkanı bulmuştum. (Brunei Sultanlığı’na da gidecektim ama o ayrı bir yazı konusu olur.) Singapur’dan Kuala Lumpur’a Air Asia ile geçtiğim için KLIA 2 terminalini kullanarak girdiğim ülkede bölgenin ticari merkezlerinde bir otelde kalmıştım. Bir yandan çalışıp diğer yandan şehri keşfetmeye çalıştığımı hatırlıyorum. Boş zamanlarında meraklı be iyi gezen bir turistim. O dönemki kur düşük olduğundan olsa gerek Kuala Lumpur bana çok ucuz gelmişti. Bukit Bintag‘ın çevresi, KLCC bölgesi, Masjid Jamek ve çevresi… Ara sokaklar, arka sokaklar, pazar yerleri. Şehri derinlemesine keşfettiğimi hatırlıyorum.
Kuala Lumpur’da en çok dikkatimi çeken, eski ile yeni, farklı zevkler, farklı kültürler, farklı renkler bir arada çok uyumlu şekilde yer alıyor. Şehirde 1-2 sokak derine indiğinizde çok farklı bir dünya ile karşılaşabilirsiniz. Çok beğendiğim ve 2030’lu yılları yaşadıklarını düşündüğüm Singapur’dan sonra Kuala Lumpur bana çok daha egzotik gelmişti. Dönmeden önceki son akşamımda akşam yemeği sonrasında Petronas Tower’ın altında parkta gezinirken bir daha buraya gelir miyim diye düşündüğümü hatırlıyorum. Aradan yıllar geçti… İlginç tesadüfler serisinden sonra geçtiğimiz günlerde Kuala Lumpur’a tekrar eşim ve kızımla gitme fırsatı buldum. Ailecek şehrin altını üstüne getirdik. Daha önce görme fırsatı bulamadığım Batu mağaralarına bile gittik.
Genel anlamda şehirde çok önemli değişilik yoktu. İstanbul’da havanın soğuduğu günlerde ekvatoral iklimin bunaltıcı nem ve sıcağı yüzünden kendimizi yürüme tünellerine ve kapalı mekanlara atsak da gezmekten de geri durmadık. Ancak TL’nin değer kaybetmesinden kaynaklı olsa gerek fiyatlar 3 yıl öncesine göre %40-%50 artmıştı. Bu rakamlara rağmen gideceğiniz pek çok yerden çok daha ucuza tatile gidebilirsiniz.
Kuala Lumpur gezisi ile ilgili detayları burada paylaşacağım. Nerede ne yenir, içilir, konaklama için öneriler, gezilip görülmesi gereken yerler, ulaşım için püf noktalar ve çocukla Kuala Lumpur‘da nasıl gezilir. Takipte kalın!
