Perşembe, Nisan 17 2025

Londra‘ya kısa bir seyahat için gidiyordum. Uçaklar dolu olduğu için hafta başına seyahatim sarkınca gideceğin sabah orada yaşayan ve daha önce iş yaptığımız arkadaşlarıma haber verdim. Gitmişken bir selam vereyim, hem hal hatır ederiz diye. Sağolsun yazdığım 5 kişiden 3’ü ile mini kahve toplantıları için anlaştık. Diğer ikisi şehir dışında olduğu için onlar ile daha sonra görüşmek üzere sözleştik.

İlk buluşmamız Carla ileydi. Ben öğle saatlerinde şehre ulaşmıştım ki o da Hammersmith’de olduğu için o gün bir kahve içebileceğimiz söyledi. Kendisi uluslararası bir ajansta spor ağırlıklı medya satın alma bölümünün başında yöneticiydi. Lonely Planet günlerinden tanıdığım Carla seyahat etmeyi ve yeni mekanlar keşfetmeyi çok seven biriydi. Londra’da yaşamaya karar verip ABD’den istifa edip gelmişti. Onunla High Street Kensington‘daki The Roof Gardens‘ta buluşmak üzere anlaştık. Virgin Limited gruba bağlı bu mekan hem şık hem doğal hem de dinlendirici özelliği ile Londra’nın en güzel mekanları listesine girecek nitelikte bence.

Ben yoldan geldiğim için spor kıyafetlerle dolaşıyordum. Açıkçası gezmek için geldiğimden çok resmi kıyafetim de yoktu yanımda. İş çıkışı bile şık giyinen İngiliz centilmenlerinin, hatta Richard Branson’un sık sık gittiği bir mekan olduğu için girişte resepsiyon bana yolumu kaybetmişim muamelesi yapsa da daha sonra buluşmam olduğu için girmeme izin verdiler. The Roof Gardens‘a gittiğimde daha önce defalarca 200 mt ötesindeki otelde kalmama rağmen buradan nasıl haberdar olmadığım için kendime çok kızdım. Koca bir blok binanın üstü orman şeklinde kurgulanmıştı.

Geniş bir Londra manzarası gören mekan size yeşillik bir alanda huzurlu bir şekilde yemek yiyip birşeyler içme imkanı sunuyordu. Servis kaliteli, garsonlar çok kibardı. Bir daha ki sefere buraya daha şık bir şekilde gelmek üzere ayrıldım. Carla ile benim yeni dönemde neler yapmam gerektiği üzerine bol bol konuşma vaktimiz oldu. Kendisi global pek çok ekip yönetmiş ve iş dünyasından benim iki katım kadar tecrübe sahibi olduğu için fikirleri benim için değerliydi.

1,5 günlük turuma 3 toplantıyı sıkıştırmayı başarmıştım. Aynı zamanda görmek gereken yerler, yapmam gereken rutinler vardı. O akşam kendimi Oxford Street, Regents Street, Piccadilly Circuit ve Trafalgar Meydanı civarında gezindim. Ara sokaklara girdim. Bu seyahatimde neredeyse tüm seyahatim süresince kulaklık takıp müzik dinlemedim. Şehri ve insanları dinlemek çok daha eğlenceli bir oyun ve deneyim oldu benim için. Gecenin sonuna doğru özel bir cafe arasam da şarjları biten cihazlarım için en pratik mekan olan bir Starbucks bulup hemen prizlere doğru çöktüm.

(Londra Seyahati ile ilgili diğer yazılar; [1],[2],[3])

Previous

Londra'da Alışveriş - Canlı Seyahat Blogu

Next

Londra Seyahat Notları - 2.Gün Notting Hill, Portobello, Görüşmeler ve Londra

About Author

Kamil Mehmet ÖZKAN

Digital Transformation Evangelist, New Media, Speaker, Blogger, Büyük Dönüşüm, Zubuf

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

Check Also